Artık tümüyle postmodern bir dünyada yaşıyoruz. Her şey, her şeyle birlikte olabiliyor. Takım elbisenin altına kot pantolon veya converse giymek, üzerine de kravat takmak yadırganan bir şey olmaktan çıkalı çok oldu. Evlerde prensler ve prensesler yetişiyor. Bayram ayakkabısını başucuna koyup uyuyan nesilden iphone 6’ya burun kıvıran bir nesle geldik.

Post-Modern Zamanlar

Postmodernizmden bahsederken ufak bir bilgilendirme olsun; (Gerçi porstmodernizmi tanıma kalıba sokmaya çalışmak modernist bir hareket olacak ama) Postmodernizm aslında her şeyin her şeyle gideceği, zıtlıkların birlikte olabileceği bir akım. Postmodern pazarlama ise Yavuz Odabaşı hocanın yazdığı kitapta olduğu şekliyle beş önemli özelliğe sahip. Bunlar; üst gerçeklik, parçalanma, üretim ve tüketimin yer değiştirmesi, öznenin merkezliğini kaybetmesi, zıtlıkların birlikteliği ve bunun bir sonucu olarak sadakatin kaybolmasıdır.

Zıtlıkların Birleşimi

Coca-Cola’nın Ramazan kampanyasından sonraki kampanyası Rock’nCoke. Aşağıdaki iki görselde, kıbleyi gösteren kart ve helal şampanya tam olarak buna örnek teşkil ediyor. Kıble ve kredi kartı, bankacılık sistemi ve faiz bir arada görülüyor. Aynı şekilde Arap sermayesinin gelişmesi ile gözle görülen şekilde pahalı harcamalar yapan petrol zengini ülkelerde, bu ve buna benzer şeyleri görmek mümkün. İsraf dinimizde haram olarak nitelendirilmekteyken bu arkadaşların yaşam tarzlarının yorumunu size bırakıyorum.

Post-Müşteri

Eski tüketiciler başka bakkalın poşetiyle, diğer bakkala girmeye utanırken, şimdilerde o vefa duygusunu hatırlayan yok. Bunları yazıyorum diye "aman nostalji çok güzeldi insanlar yozlaştı" demogojisine girmeyeceğim sayın okuyucu. Öyle oldu ama sosyoloji, demografi, insanlar, imkanlar değişti. Komşuluk, kadının evdeki ve dışarıdaki konumu, ata-erkil aileden çocuk-erkil aileye geçilmesi her şeyi değiştirdi. Çelik de değişmişti hatırlarsanız.

Şu anda elimizdeki müşteri bu şekilde.Kabul etsek de etmesek de böyle. İkna etmemiz gereken tüketicilerin tatmin eşikleri oldukça düşük ve yarışta öne geçmemiz gereken rakiplerimiz her geçen gün daha da çoğalıyor. Kuşaklar arası uzaklıklar eskiden en az 10 yıl’dı( 60’lar, 70’ler) şimdi kuşak farkı neredeyse 1 yıla kadar düştü. Bunuda nereden çıkardın diye düşünen varsa çizgi filmler her yıl yenileniyor. (Bunun sebebi her yıl yeni lisanslı ürün satmak onu da ayrıca başka zaman tartışırız.)

Steve Jobs’ın Iphone lansmanı 2007 yılındaydı. Ondan sonra gelen nesle iphone nesli denmeye başlandı. Teknoloji, mecralar hızla değişiyordu. Birinciliği kime verdikleri de her gün değişiyor. Facebook, Twitter, Instagram, Whatsappve en son Snapchat. Ha unutmadan bugünlerde PokemonGo çılgınlığı virüs gibi yayılıyor. 

Tüketiciye ulaşmak ve tüketicinin firma ile arasındaki mesafe çok kısa. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bile Whatsapp üstünden video fotoğrafla ihbarda bulunabiliyoruz. Beğenmediğimiz bir kamu hizmeti için Bimer üzerinden şikayette bulunabiliyoruz. Aşırı şekilde bir bilinçlenme(!) içerisindeyiz. Kemal Sunal’ın çöpçüler kralı filminde bir apartman sakini vardı. Şikayetlerini gazetenin dert köşesine yazacağını söylüyordu. En son yaza yaza hükümeti düşürdüm dediği bir sahnesi vardı. Tabi bunlar karikatür mizah ama bugün geldiğimiz noktada tüketicilerin elinde bulunan imkanlarla hükümetlere hiza verilmesi (arap baharı) ve markalara özür diletilmesi yanlış uygulamaların değiştirilmesi alıştığımız şeyler.

Post-Pazar

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi sosyoloji hayata bakış açıları değiştikçe pazarlamanın da değişmesi gerekiyor. Yeni tüketicileri yakalamak için çok uçan kaçan yüksek prodüksiyonlu kampanyalardan çok tüketicilerin algı eşiğini aşacak işlere ihtiyaç var.

 

Aşağıdaki görselde bir sürü farklı reklam görseli olduğu halde dikkati markayı bilen bilmeyen çoğu kişinin dikkatini çeken reklam bir sarı tabeladaki snapchat reklamı olacaktır.

Daha yazacak çok şey var ama kısa tutmakta fayda var. Ancak günümüzün tüketicisi (ben dahil) sabırsız 140 karakterlik hap gibi bilgiler arıyor. Ferrari satmadan bilge olma peşindeyiz. Youtube’da loading görseli ile karşılaşan kullanıcıların videoyu izlemeden geçme olasılığı çok yüksek.

O sebeple, daha kısa yazılarda buluşmak üzere.

Öğretim Görevlisi Tarık Yolcu  

Sakarya Üniversitesi Hendek Meslek Yüksek Okulu

Pazarlama Bölüm Başkanı

tyolcu@sakarya.edu.tr

twitter.com/tariqq