Yeryüzünde yaşayan tüm insanların kullanabileceği bir arayüz tasarlayabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? O zaman sizi bu rüyanızdan uyandırmak vicdansızlık olacaktır. Nasıl ki bu insanların tümü ile anlaşmak mümkün değilse bir arayüz tasarımından bunu yapmasını beklemek de mümkün olmayana yatırım yapmak olacaktır.

Arayüz tasarımcıları, içerik üreticileri ve grafikirler, bir tasarım ürünü ile karşılaştığında insanın nasıl davranacağı, ne hissedeceği konusunda yatırım yaparlar. Bunu tahmin etmek suretiyle önce tasarımlarını şekillendirirler, sonra tasarımları ile kullanıcıları. Benim öğrendiğim ise gerçek kullanıcıların olmadığı bu tahmin ortamlarında ortaya çıkan fikirlerin çoğu zaman yanıldığıdır. 

İnsanların iletişim kurdukları arayüzlerin bazı ilkeler doğrultusunda tasarlanması fikri doksanlardan sonra ortaya çıktı. İnsanlara daha kolay ve sezgisel bir kullanıcı deneyimi sağlamak için yapılan araştırmalar sonunda belli tasarım ilkeleri ortaya atıldı. Geçen zamanda insanların değişimi ile beraber tasarım ilkelerinin bazıları da değişti. Bu kadar yıldır sahip olduğumuz, üzerine çalıştığımız ve yenilediğimiz ilkelerin hala göz ardı edilebiliyor olması garip. Bizi buraya, yani bu ihmalkarlığa iten şey; görece güzelliğin nesnel kullanılabilirliğe tercih edilmesi sanırım. 

İnsanı Gerçekten Anlamak

Tasarım odaklı düşünürken estetik kaygılar insan odağının üzerini örtebilir. İnsanların güzel olana yöneleceği öngörüsü ile kullanılması imkansız ama güzel şeyler üretmek size çekici gelebilir. Babanızdan kalma harika bir otomobilinizin olduğunuzu düşünün. 1968 Ford Mustang. Pırıl pırıl… Ama bir pazar öğleden sonra çıkıp tur aramıyorsunuz. Çünkü çalışmıyor. Güzel ama kullanılamaz... 

İnsanı anlamak insanın ne olduğunu anlamak ile mümkün. Bizi insan yapan şey nedir. Fizikler özelliklerimiz, derimizin rengi, uzuvlarımız mı? Hayır. Bizi insan yapan şey sahip olduğumuz duygulanım motivasyonu. Düşünmemize, davranmamıza, hayal etmemeize ve karar vermemize sebep olan, içimizdeki o soyut motor. Bu motor da buzul çağının insanlarındaki sistem ile çalışmıyor artık. 21. yüzyılda, içinde bulunduğumuz sosyoekonomik ve sosyokültürel sınıf, dil, tarih, coğrafya, kişisel tarihimiz gibi sayamadığımız bir çok  dış birleşen ile de güncelleniyor. İnsan odaklı bir tasarım oluşturabilmek için gerçek kullanıcı hakkında gerçek bilgi sahibi olmamız şart.

Ancak böyle insanların içinde bulunduğu duygu durumundan bizim önerdiğimiz duygu durumuna geçmelerini sağlayacak deneyim ve tasarım yolunu planlayabiliriz. 
Bu yazımızda kullanıcıları korkutan ve hayal kırıklığına uğratan bir tasarım oluşturmaktan kaçınmak için zihinleri dengeleyecek ve insan odaklı bir tasarıma ilham olacak insan davranışlarına göz atacağız. 

1. İnsanlar Gözleri İle Tarayarak Okurlar

Bir zamanlar NNGroup tarafından insanların web sayfalarını nasıl okuduğuna dair yapılan bir araştırma bazı şok edici istatistikler ortaya çıkardı. İlk olarak, insanların% 79'u sadece karşılaştıkları yeni sayfaları taradı ve kelimelerin %16’sını okudu.

Aynı kişiler tarafından yeni araştırmalarda e posta bültenlerinin internet sitelerinden bile daha hızlı okunduğunu ortaya çıkardı. Kullanıcılar acımasızlık seviyesinde aceleciler. 

İnsanların internet sitenizin sayfalarında bir dakikadan çok daha az vakit geçirecekleri gerçeği karşısında bir arayüz tasarımcısının şov yapacak vakti asla yok. Bu kadar aceleci ve dikkatsiz insanlar ile karşılaştığınızda yapmanız gereken şey mükemmel konumlandırma ile ilk beş saniyeyi verimli şekilde kullanmaktır. Asla hikayenizin tamamını kullanıcıların üzerine boca etmeyin. İlk beş saniyede dikkat çekin ve onları kalmaya ikna edecek harika bir özet sunun. 

Aşağıda, yalnızca tasarım sürecinizin amacına ulaşmasına yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda kullanıcılarınızın kendileriyle ilgili olan şeyleri bilmelerine ve dikkatlerini çabucak çekmelerine yardımcı olacak uygulanabilir adımlar bulunmaktadır:

  • Gruplama Yaklaşımını Benimseyin: Tarama içeriğinizi gözleri ile tarayacak insanlara yardım etmenin en iyi yolu, mantıksal olarak ilişkili olan şeylerin görsel olarak ilişkili olmasını sağlamaktır. Birbiri ile ilişkili içerikleri görsel olarak da birbiri ile ilişkilendirin.
  • Bol miktarda başlık kullanın: Verimli tasarım süreci için, hiyerarşi yaratmanın önemini yeterince vurgulamak gerçekten imkansız. Başlıklarınız, alt başlıklarınız, kullanıcıların dikkatini çekmek ve aktif tutmak için çok önemlidir. Başlıklar her bölümün neyle ilgili olduğunu veya okuyucuya uygun olup olmadığını anlatırlar. Başlıkları olabildiğince çok kullanın.
  • K.I.S.S. Kavramını asla unutmayın. (Keep It Short and Simple): Kısa paragraflar ve metinler sadece gözleri yormaz, aynı zamanda okumayı tamamen basit ve kolay hale getirir. Aksine, uzun paragraflar okuyucuların takip etmesini zorlaştırır ve bu nedenle kolayca ilgisini kaybeder. Ayrıca uzun paragrafların göz ile taranması kısa bir kaç paragrafa göre daha zordur. Sadeleştirme sürecinizde okunaklı bir tipografi benimsemeyi unutmayın.
  • Konuyu maddelere bölerek kolaylaştırın: Virgül ayrılmış uzun cümlelerinizi maddeler haline getirerek daha kolay okunabilir kılın. Modern tasarımda neredeyse her şey maddeler haline bölünebilir. Böylece kullanıcının sahip olduğu kısa süre içerisinde daha fazla beslenmesine imkan sağlayabilirsiniz. 

Burada yapmaya odaklanmanız gereken şey insanların sayfanızı gözleri ile taramasını engellemek değil. Bu insanlar gençliklerinde girdikleri sınavlarda paragraf sorularından şikayet ederlerdi. Durum şimdi de aynı. Sayfanızın kolay ve eğlenceli şekilde taranabilmesini sağlayın. Taramalarını engellemek değil, daha uzun süre taramalarını sağlamaya çalıştığınızı unutmayın.  

2. Herkes Değişim İster Ama Kimse Değişmek İstemez

Bunu kabul etmek zor ve acı verici olsa da bilmelisiniz ki kimse değişmek istemiyor. İnsanlar sadece mecbur kaldıklarında değişime ayak uydururlar. Böyle rekabetçi bir piyasada müşterilerinizi bir şeye mecbur bırakmak ise imkansız. 

Arayüz tasarımının öncüleri değişik dilleri kullanan insanların da anlayabileceği bir ikon dili geliştirdiler. Bu artık kendine ait ilkeleri olan bir yapı. Cep telefonunuzun içinde hiç dişli çark olmamasına rağmen bu ikonun ayarlar demek olduğunu  herkes biliyor. Telefona cevap vermenize yarayan tuş yeşil, bir çağrıyı sonlandıracak tuş kırmızı. 

Kullanıcı arayüzü tasarımcıları insanların sahip oldukları bu dili kullanmak konusunda ısrarcı olmalı. Kimse değişmek istemiyor. İnsanlar hallerinden gayet mutlu. Onları muhteşem olduğuna inandığınız yeni fikirler ile zorlarsanız muhtemelen sizi garip bulacaklardır.

Değişim konusunda hevesli olsanız bile tekerleği yeniden inşa etmeniz gerek yok. Çalışan şeyleri sadece iyileştirmeye odaklanın. Yenilik aşkınızı çalışmasında sorun gördüğünüz noktalara odaklayın. 

İşte bir kaç öneri;

  • Bir Sistem Kullanın: İnsanların daha önceden sahip oldukları alışkanlıklarının üzerine inşa edilmiş bir sistem kullanın. Böylece kimseye ürününüzü kullanmayı öğretmek zorunda kalmazsınız. Böyle bir sistem üzerine ürün geliştirmek tüm yapı boyunca tutarlı kalmanıza imkan verir. 
  • İşe Yarayan Şeyleri Takip Edin: Tıpkı bir şarkıyı remix yapmak gibi… Tamamen yeni bir şey getirmek zorunda değilsiniz. Bu çok riskli.

Örneğin, çoğu mobil uygulamanın ekranın alt kısmında gezinme sekmesine sahip olmasının bir nedeni vardır, çünkü bu, kullanıcıların% 89,9'unun telefonlarını tutma şeklini dikkate alarak etkileşimde bulunduğu başparmaklara en yakın olan yerdir.

İyi sanatçılar kopyalar büyük sanatçılar çalar. Hiçbir şey yeni değil. Öyleyse bir boşluk bulun ve doldurun. Bu yöntem size zman kazandırır ve kullanıcıların yabancılaşmasını önler.

3. İnsanlar Talimatları Okumazlar

İnsanlar, talimatları ve yönlendirmeleri özellikle uzun olduklarında okumazlar. İnternet siteleri size gizlilik ve kullanıcı sözleşmelerini okumanız için linkler veriyor. Kaçını okudunuz?

Bunun için kullanıcı ile ilgili etkileşim imkanınız sırasında çok net ve akıcı olmalısınız. Emek verip hazırladığınız içeriğin bir kullanım kılavuzu gibi köşeye atılmasını istemezsiniz sanırım.

Kullanıcılara talimatlar vermeniz gerektiğinde kısa, net ve anlaşılır olmalısınız. Onları yönlendirmek istediğiniz yere giden, seçilebilir bir buton verdiğinizden emin olun. İnsanlar dikkatsiz ve siz zamanla yarışıyorsunuz. 

Peki ya uzun talimatları okumanın gerçekten zorunlu olduğu durumlar? Bu durumlarda içeriği görselleştirmek size fayda sağlayabilir. Bir kullanım kılavuzunda yer alan birçok görselin amacı budur. Uzun metni çarpıcı görseller ile zenginleştirerek dikkat süresini uzatmaya çalışabilirsiniz. Kullanıcı sözleşmesinin video içerik olarak tasarlandığı bir internet sitesi bile görmüştüm.

4. İnsanlar Doğaları Gereği Duygusallar

Bu söylediğim yeni bir şey değil; insanlar duygusal yaratıklar. İnsan davranışının mutluluk, üzüntü, korku, öfke, şaşkınlık ve tiksinti gibi altı temel duyguya bağlı olduğu inancı vardır. Bu nedenle, UX / UI tasarımındaki renk psikolojisi, insan duygularının farklı renk kullanımına nasıl bağlandığını anlamaya ve renkler ile duygulanamını yönetmeye çalışır.

Renkler ve duygular ile tasarımınıza kişilik katmaktan kullanıcılarınız ile empati kurmaya kadar birçok şey yapabilirsiniz. Kullanıcılar ile ürününüz arasında bir bağ kurarak insanların ürünü benimsemesine yardımcı olabilirsiniz. Kullanıcılar, "web sitesi ziyaretçileri" olarak değil, insan olarak görülmek isterler. Tasarımı empati merkezinde düşünerek bu beklentiyi karşılayabilirsiniz. 

Profesyonel bir tasarımcı olarak, insan duygularını anlamak size başlamak için nasıl bir avantaj sağlar:

  • Kullanıcı için kişisel deneyim yaratmak: Kullanıcılar bir deneyimin kendileri için kişiselleştirildiğine inandıklarında, ürünleri daha fazla benimseme eğilimindedirler.
  • Bir markaya kişilik katın: Bilgisayar çağında olmasına rağmen, insanlar yine de diğer insanlarla etkileşimde bulunmak ve her yönden öyle muamele görmek istiyor. Tasarım etkileşimleri oluştururken onların duygularını düşünce sürecine dahil etmek, ürününüz ve kullanıcınız arasında uyum yaratan bir kişilik oluşturmaya yardımcı olur.
  • Empati gösterin: Kullanıcının duygularını anlamak ve onlarla ilişki kurmak genel tasarım hedeflerinize ulaşmada uzun bir yol kat eder. İnsanlar tamamen duygusal olduklarından, belirli renkler belirli duyguları tasvir etmeye ve empati kurmaya yardımcı olur. Örneğin, heyecan verici bir mesaj iletmek için sarı oldukça iyi bir iş çıkarırken, zarafet ve huzuru tasvir etmek için beyaz ve mor karışımı uygun olabilir.
  • Hemen çıkma oranını azaltın: İnsanların duygusal olarak aktif olduklarında, etkileşimde normalde olduğundan daha fazla zaman harcadıkları kanıtlanmıştır. Aslında, duygusal bağlar, kullanıcıların dikkatini mümkün olduğu kadar uzun süre yakalamak ve tutmak için yardım eder. 

Kullanıcınız haline gelen insanlar ile duygusal bir bağ kurarak ilişkinizi kalıcı şekile çevirebilirsiniz. Her ne kadar arayüz konusunda namı olmasa da duygu konusunda bir uzman olan Neşet Ertaş’ın dediği gibi;

“Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez ”