Okumuyoruz, okumaya üşeniyoruz, tüketiyoruz; her şey gibi dijital platformlarda yayımlanan bilgilere ve faydalı içeriklere de kayıtsız kalıyoruz. www.slate.com sitesinde yer alan “You Won’t Finish This Article” adlı makalede tüm gerçeğimizle yüzleşiyoruz. Biz sonuna kadar okuduk, “iyi ki de okuduk” dediğimiz için bu yazımızda çarpıcı bir gerçekliği size sunmak istiyoruz. Buraya kadar 100 kişiydik ama 1-2 saniye içerisinde aramızdan 5 kişiyi daha kaybettik; onlar için sayfanın geri kalanını görüntülemeye hiçbir zaman gerek olmayacak. Neyse ki geri kalanlar gerçekten bu yazıyı okumaya kararlı olanlar, o yüzden uzatmadan devam edelim. Web sitesi trafik analiz firması Chartbeat’de veri analiz bilimcisi olarak görev yapan Josh Schwartz’ın yaptığı araştırmaların sonuçları gerçekten hayret verici; büyük çoğunluğumuz yazılara odaklanamıyoruz. Konu ne olursa olsun, hangi internet sitesinde gezinirsek gezinelim nadiren sayfayı sonuna kadar görüntülüyoruz. Daha ilginç bir bilgi isterseniz, hemen verelim; insanlar okumadıkları makalelerin linklerini sosyal medyada paylaşma konusunda çok başarılı! Yazıda ne yazdığını bilmeden yapılan paylaşımlarla şekillenen bir ağda var olmaya çalışıyoruz. Aşağıda Schwartz tarafından oluşturulan; okuyucu davranışlarının gerçek zamanlı olarak analiz edildiği bir grafik var. Bu grafikte Slate web sitesi okuyucularının “scrolling” yani sayfayı kaydırma alışkanlıkları net bir şekilde görülüyor. Chartbeat okuyucuların eş zamanlı olarak alışkanlıklarını ölçtüğü için kanıtlar tüm gerçeği aynen yansıtıyor. Standart bir web makalesi yaklaşık 2000 piksel uzunluğuna sahiptir. Aşağıdaki grafikte bulunan her çubuk hikayenin belirli bir derinliğine ulaşan okuyucuların oranını temsil etmektedir. %0’daki çubuğun yüksek olmasının temel sebebi sayfanın en üst kısmının görüntülenmesi ve okuyucuların %5’inin daha aşağılara inmemesidir! Şaşırtıcı ama doğru, maalesef!

Bu sitelerde neyse ki sayfa kaydırma oranı yüksek, makalenin yaklaşık %60’lık bir kısmına erişim sağlanıyor. Öte yandan ziyaretçilerin %10’unu asla sayfayı kaydırmaya tenezzül etmiyor. Slate.com örneğinden yola çıkılsa da Web’in genelinde hikaye değişmiyor. Makalelere hiç şans vermeyenler azınlığı değil; çoğunluğu oluşturuyor. 

Eğer bu yazıyı bu raddeye kadar okuduysanız, ki istatistiki olarak imkanı yok; konuyu biraz daha derinleştirmek ve bir soru yöneltmek istiyoruz. Sosyal medyada makale paylaşan kişiler her paylaştıklarını okuyorlar mıdır? 

Bu linkte bulunan makalede bunun da yanıtı veriliyor. Schwarts Chartbeat sisteminin Tweet atılan makale linklerinin okunup okunmadığının  doğrudan izinin sürülemeyeceğinin altını çiziyor. Bu nedenle insanların paylaşım yapmadan önce makalelerin tamamını okuyup okumadıkları ile ilgili net bir bilgi verilemiyor. 

ANCAK…

Chartbeat paylaşılan makale sayısı ile o makalenin ne kadar okunduğunun eşleştirmesini yapabiliyor. Ortaya Slate.com sayfalarındaki karşılaştırmaları ve paylaşımları analiz eden şu grafik çıkıyor…

Çıkan sonuçların bir benzeri de sayfa kaydırma ve Chartbeat tarafından izlenen sitelerdeki paylaşımlar arasındaki ilişkide de gözleniyor.

Paylaşılan tüm grafikler özünde aynı şeyi söylüyor; sayfanın alt kısımlarının görüntülenme oranı ve makale paylaşımları arasında zayıf bir ilişki var. Makaleler yeterince okunmadan paylaşılıyor ve makalelerin okunma sayısı fazlalaşınca paylaşılma oranı düşüyor. 

Peki bunlar ne anlama geliyor? Chartbeat veri analiz birimcisi Schwartz’ın verileri tabloyu daha da grileştiriyor. Slate sitesinin okuyucularının yalnızca %25’i 2000 piksellik makalenin 1600 pikselini ve daha fazlasını görüntülüyor. Olay Slate.com ya da 6harf.com değil, aynı durum bizim sitemiz için de geçerli. Emek verip okunmasını arzu ettiğimiz yazılar okunmuyor, beğenilmiyor ve paylaşılmıyor. Yazılardaki tüm bilgiler bu nedenle önemsizleşiyor. Yine de birkaç grafik daha paylaşacağız…

Bu sıcaklık haritası okuyucuların Slate.com sayfalarında en çok nerede vakit geçirdiğini gösteriyor. 

Burada ise Chartbeat tarafından izlenen sitelerde kişilerin zaman geçirdikleri yerler gösteriliyor.

Slate.com özelinde bu veriler aslında bir yandan umut vermiyor değil. Kullanıcıların önemli bir kısmı yazıların sonunu görüntülüyor. Bu yazıların kalitesine de sitenin tasarımına da bağlı olabilir. O kısmını ölçebilecek bir mekanizma maalesef ki henüz kullanılamıyor!

Türkiye’deki sitelerde de aynı sorunlar yaşanıyor. Çoğu zaman ziyaretçiler hoşlarına giden bir başlığa ya da görsele sahip olduğu için yazıları okumadan paylaşıyor. Kısa yazılar “şiir” derinliğinde algılandığından mıdır bilinmez ancak; uzun ve kaliteli içeriğe sahip olan yazılardan her zaman daha fazla okunuyor…

Yazıyı bu kısma kadar okuduysanız ya da okuduysan; teşekkürü bir borç biliriz.